Henüz yeni bahar kapıyı çalmışken yazı özleyenlerden değil misiniz siz de? Ben özledikçe, yazı anlat anlat bitiremeyeceğim. Bu yaz tatilimizi noktaladığımız Fethiye Faralya’da bulunan o kendine has bölgede kurulu Zakros Hotel’den bahsedeceğim.
Epeydir Fethiye’ye gitmeme rağmen yanıbaşındaki cenneti görememişim. Faralya’dan bahsediyorum. Özetle küçük bir kasaba diyebiliriz buraya. İnsanın ömrünü uzatan doğası, turkuaz denizi, bir tarafta yemyeşil ormanları, köy evleriyle bambaşka bir yer burası. Kışın da burada yaşayan insanlar o kadar şanslı ki..
Ölüdenizden sonra yaklaşık yarım saat süren tepelere çıkıp sonrasında inişe geçilen çift şeritli kenarı uçurum ve deniz manzaralı yerlerden çığlıklarla geçtikten sonra bu güzelliğe kavuşuyorsunuz 🙂 Tabii bu arada müsait yerlerde durup fotoğraf çektirmemezlik yapmayın.
Burada 16 bungolow bulunuyor. Odaların hepsi denizi tüm mükemmelliğiyle görüyor. Odanın kapısı açık yatabilirseniz uyandığınızda karşısınızda göreceğiniz şey ilk deniz oluyor. Tabii ki odanıza tavuklar girmemişse:) Bence balayı için Maldivlere gitmenize hiç gerek yok 🙂
Konaklama tipi oda kahvaltı. Yemekleri son derece güzel. Sessiz, sakin doğayla iç içe bir tesis. Sanıyorum tek handikabı açık deniz üzerinde kurulu olduğu için denize girmenin epey zor olması. 17m derinliğine sahip denizde dalgalarla başa çıkabilirseniz 3 dk yüzebilirsiniz. Aksi takdirde havuz keyfini çıkarır, gün batımında eşsiz fotoğraflara sahip olabilirsiniz. Ya da bizim gibi üşenmeyip Ölüdenize de inebilirsiniz.
Bak şimdi ne çok özledim Fethiye’yi..